ADNAN OKTAR DAVASINDA DERİN DEVLETİN MEDYA OPERASYONU

İstinafın ESASTAN BOZMA kararının ardından;

Derin devletin iki adamı, önce Nedim Şener sonra Hilal Kaplan devreye sokuldu. Ardından, Hilal Kaplan'la aynı organize yapılanmaya mensup bazı yazar ve gazeteciler, sosyal medya trolleri bu ikisini takip etti.

Nedim Şener, kanundan, hukuktan zerre kadar anlamadığı halde, kendisini Yüksek Mahkeme hakimi ve savcısı yerine koyarak Adnan Oktar Davası hakkında her türlü çarpık ve gerçek dışı yorumu yaptı. Yargı süreci boyunca somut hukuki delillerle defalarca çürütülmüş uydurma iddiaları, sırf kamuoyu algısı oluşturmak ve Yüksek Mahkeme üzerinde baskı kurmak amacıyla gerçekmiş gibi anlatarak insanları yanıltmaya çalıştı. Yargılananlar aleyhinde aralıksız yazılar yazdı, konuşmalar yaptı. Sosyal medyadan kin ve öfke dolu bir kara propaganda yürüttü.

Ardından Hilal Kaplan ve ekibi aynı kara propagandaya dahil oldu.

Derin devletin sol kesime sızdırdığı elemanı Barış Terkoğlu ise zaten yargı sürecinin en başından itibaren Adnan Oktar Davası'yla ilgili olumsuz algı, provokasyon ve dezenformasyon yapma görevini her aşamada büyük bir sadakatle yürüttü.

Nedim Şener her nasılsa, kararı açıklanmadan bir gün önce öğrendi. Öyle ki avukatlar dahi mahkeme kalemine sorduklarında karar yok bilgisini almış, ancak  Nedim Şener buna rağmen kararı öğrenmişti.

İngiliz derin devletinin devrede olduğu her yönüyle kendini hissettiriyor.


Daha yeni Daha eski